Ülkemizde, kadınlar arasında en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Ancak, cinsel isteksizlik yakınması ile hekime ya da cinsel tedavi merkezlerine başvuru oranları bu sorunu yaşayanlara oranla çok düşük kalmaktadır. Bunun en temel nedeni, cinsellik ile ilgili toplumsal mitlerin yaygınlığıdır. Toplumumuzda cinselliğin daha çok erkeklere özgü olduğu, erkeklerin cinselliği istemeye, ondan zevk almaya ve doyuma ulaşmaya hakkı olduğu şeklinde yaygın bir inanç bulunmaktadır. Bu inanca göre, cinsellik kadınlar için bir "haz" ve "doyum" aracı değil bir "görev" alanıdır. Dolaysıyla cinsel isteksizlikten ya da cinsel isteğinin yeterli olmadığından yakınarak hekime başvuran kadınlar oldukça azdır.
Cinsel isteksizliğin nedeni çoğunlukla psikolojiktir. Tedavisi de bireyin durumuna ve altta yatan psikolojik sürece bağlı olarak önemli değişiklikler gösterir. Düzenli bir cinsel terapi şarttır. Terapide cinsel tepkinin doğal bir biçimde ortaya çıkmasına olanak tanıyan duygusal ve talepkar olmayan bir atmosfer oluşturulması öğretilerek, partnerlerin bu amaca ulaşabilmeleri üzerine çalışılır. Terapi süresi biraz daha uzun olabilmektedir. Terapileri ancak bu alanda özelleşmiş, tecrübe kazanmış cinsel terapistler tarafından yapılmalıdır.
Ülkemizde, kadınlar arasında en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Ancak, cinsel isteksizlik yakınması ile hekime ya da cinsel tedavi merkezlerine başvuru oranları bu sorunu yaşayanlara oranla çok düşük kalmaktadır. Bunun en temel nedeni, cinsellik ile ilgili toplumsal mitlerin yaygınlığıdır. Toplumumuzda cinselliğin daha çok erkeklere özgü olduğu, erkeklerin cinselliği istemeye, ondan zevk almaya ve doyuma ulaşmaya hakkı olduğu şeklinde yaygın bir inanç bulunmaktadır. Bu inanca göre, cinsellik kadınlar için bir "haz" ve "doyum" aracı değil bir "görev" alanıdır. Dolaysıyla cinsel isteksizlikten ya da cinsel isteğinin yeterli olmadığından yakınarak hekime başvuran kadınlar oldukça azdır.
Cinsel isteksizliğin nedeni çoğunlukla psikolojiktir. Tedavisi de bireyin durumuna ve altta yatan psikolojik sürece bağlı olarak önemli değişiklikler gösterir. Düzenli bir cinsel terapi şarttır. Terapide cinsel tepkinin doğal bir biçimde ortaya çıkmasına olanak tanıyan duygusal ve talepkar olmayan bir atmosfer oluşturulması öğretilerek, partnerlerin bu amaca ulaşabilmeleri üzerine çalışılır. Terapi süresi biraz daha uzun olabilmektedir. Terapileri ancak bu alanda özelleşmiş, tecrübe kazanmış cinsel terapistler tarafından yapılmalıdır.