Cinsel sorun ya da bozuklukların tedavisinde ilaçların hemen hemen hiç yeri yoktur, sorunlar ancak doğru şekilde uygulanan cinsel terapiler ile aşılabilir. Cinsel terapi, bu konuda eğitim almış, deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından uygulanabilen teknikleri içerir. Cinsel terapi özel durumlar dışında çift tedavisi olarak sürdürülür. Terapi seansları soruna özel teknikler içermekle birlikte , temelde öncelikle her iki partner ile ayrı ayrı görüşülen cinsel öykü seansı ile başlar. Cinsel öykü seansında (seansları ) her iki eşin geçmişten bu yana cinsel gelişim ve olgunlaşma öyküleri alınır, mitler(yanlış cinsel inanışlar), sorun alanları öğrenilir. Tedavinin hedefi, görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeler belirlenir. Terapiye mutlaka cinsellik kavramı, cinsel bilgilendirmenin yapıldığı, cinsel fizyolojinin anlatıldığı eğitim seansları yerleştirilmelidir. Takip eden seanslarda soruna özgü terapi teknikleri ile devam edilir. Seanslar arasında çiftlere verilen ev uygulamaları esastır.
Buna karşın cinsel işlev bozuklukları ülkemizde ve dünya genelinde yanlış tedavi uygulamalarının en sık yapıldığı ruhsal sorunlardandır. Sorunun kaynağı psikolojik olmasına rağmen ruh sağlığı alanı dışında çalışan birçok kişi (hekim ya da hekim olmayan) bu sorunların tedavisi için hastalara uygun olmayan tedavi yöntemleri(!) uygulamaya çalışmakta , çiftlere umut vaad etmekte, ancak sorunun daha da karmaşıklaşmasına neden olmaktadırlar. Elbette ki psikiyatristler ya da psikologlarında cinsel işlev bozukluğuna sahip birey ya da çiftlerin tedavilerini üstlenmeleri için bu alana özgü yeterli eğitim alarak yetkinleşmiş olmaları gerekmektedir. Aksi halde yanlış ya da yetersiz tedavi deneyimleriyle sıkça karşılaşılmaktadır. Her başarısız tedavi girişiminin sorunun çözümünü daha da zorlaştırdığı, bir sonraki tedavinin de başarılı olma şansını düşürdüğü bilinmektedir. Bu nedenle cinsel işlev bozukluğuna sahip birey ya da çiftlerin sorunlarının çözümü için başvuracakları psikiyatristi doğru seçmeleri oldukça önem arz etmektedir.