Takıntı (obsesyon), kişinin zihnine istemsizce gelen ,kişiyi rahatsız eden, çoğu zaman kişiye saçma gelse de isteyerek zihninden atamadığı, tekrarlayıcı düşünceler ve dürtülerdir. Kişi çoğunlukla obsesyonunun mantıksız olduğunun farkındadır ancak yine de zihninden atmakta zorlanır. Çoğunlukla takıntılara kompülsiyon(zorlantı) dediğimiz bazı davranışlar eşlik eder. Bu davranışlar , kişinin takıntısından kaynaklanan sıkıntıyı gidermek için yaptığı veya yapmak zorunda hissettiği tekrarlayıcı davranışlardır.
Klinik pratiğimizde en sık karşılaştığımız takıntılar temizlik ve bulaşma ile ilgili takıntılar olsa da şüphelenme , simetri, zihinsel takıntılar da (cinsel ve dini konular ile ilgili) sıklıkla görmekteyiz. Şunu mutlaka söylemek gerekir ki her takıntı hastalık olarak kabul edilmemelidir. Genel olarak kişinin takıntıları nedeniyle günlük hayatında, işyerinde ve sosyal çevresinde birtakım sorunlar yaşamaya başlaması, bu takıntılar nedeni ile hayatının önemli bir kısmında zorlanmaya başlaması, günlük hayatında ciddi bir zaman kaybına neden olması bu durumun takıntı hastalığı olduğunu düşündürse de en doğru şekilde tanı bir psikiyatrist tarafından konulmalıdır. Tanı konulduğunda zaman kaybetmeden psikiyatrik tedavi başlanmalıdır.
Tedavisi elbette mümkündür. Ancak obsesif kompulsif bozukluk hastalarının tedavisi oldukça önem arz eden tedavilerdir. Hastalığın düzenli olarak tedavisi sürdürülmediği takdirde çabuk tekrarlayabilir bir karakteri vardır. Tedavi uzun süreçli bir tedavidir. Bu hastalarda çoğu zaman ilaç tedavisi gerekmekle birlikte özellikle bilişsel davranışçı terapi dediğimiz özel bir terapi tekniğinin uygulanması en az ilaç tedavisi kadar gereklidir, tedavinin etkililiğini, kalıcılığını artırır.