Genellikle genç yaşta başlayan ,kişinin gerçeklerden uzaklaşarak kendine özgü iç dünyasında yaşadığı, insan ilişkilerinde, duygu , düşünce ve davranışlarında önemli derecede bozulmaların görülebildiği bir ruhsal hastalıklar grubudur.
Tedavisi ve takibi mutlaka psikiyatri hekimi tarafından sürdürülmelidir. Psikofarmakolojik tedaviler (ilaç) esastır. İlaç tedavisinin yanı sıra hem hastanın hem de ailenin psikoterapötik yaklaşımlar ile desteklenmesi önem arzetmektedir. Tedavide süreklilik ve güven ilişkisi önemlidir. Hekim , hasta ve aile devamlı işbirliği halinde olmalıdır. Özel durumlar dışında, ailenin olmadığı bir şizofreni tedavi programı düşünülemez. Bu nedenle ailenin hastalık , tedavi , takip açısından bilgilendirilmesi, sorularının açıklıkla giderilmesi, ailenin kabul etme sürecinde onlara destek olunması önemlidir. Şizofrenide destekleyici psikoterapi yaklaşımları ile ailenin hasta hakkında gerçekçi olmayan beklenti düzeyleri çalışılarak hastanın üzerindeki baskının azaltılması amaçlanır. Buna ek olarak özellikle işevselik kaybı belirgin olan hastalara sosyal beceri kazandırmaya yönelik yönlendirmeler ile sosyal hayata uyum sürecine destek olmaya çalışılır.